Hayat bir tekerrür mü acaba?

Yaşadıklarımız bir tekrardan ibaret ise eğer, kim böyle bir hayatı tekrar yaşamak ister.

Yine aynı sözler, yine aynı yüzler. Aynı vaatler, aynı kısır döngü.

Artık tabandan iyice kopmuş siyasi anlayışlar ve onların temsiliyet yetenekleri… Ne kadar halkı temsil ediyor vekilleri? Ne kadar halkça yönetiliyor belediyeler. Koskocaman bir muamma.

İnsan duyularıyla anlayabilen ve öğrenebilen bir canlı. Duyularımıza hitap eden ne varsa anlıyoruz. Böylesine dayatmacı ve kültürel bombardımanın yaşandığı bir dünyada kim kendine özgün düşüncelere sahip kalabilir ki? Hepimiz bir yerlerden duyularımıza doldurduğumuz “şeylere” “bilgi” diyoruz. Ve pazarda limon satar gibi o bilgileri başkalarına satıyor hatta yetinmeyip iktidar talep ediyoruz.

Sanki her şey yine aynı olacak mış gibi geliyor. Yine aynı kokular gelmiyor mu sizin de burnunuza. Gördüğünüz yüzler aynı değil mi. Ulaşabildiğiniz kapınıza kadar gelen, kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapanlar aynı değil mi?

Koskoca bir sesle haykırıyoruz içimizden elbette; “Bu lanet olası düzen hep aynı!”

Değil dostlar. Değişim kaçınılmaz olan bir süreçtir. Hiç kimse dayanamaz değişimin devingen gücüne. O halde bu yaşadıklarımız tekrar gibi anlaşılan, yanılsamalar olabilir. Ama er ya da geç değişecek. Hazırlıklı olun değişime. Bir anda bu devinimin ortasında buluverirsiniz kendinizi. Çünkü her devrim, öncesinde büyük bir emeği ve birikimi gerektirir. Ve artık son noktaya gelindiğinde –ki biz orayı birden bire diye anlarız- tam ortasında kalırsanız savrulursunuz. Değişim gücünü önceden fark edip siz de katılın. Katılın ki daha çabuk değişsin her şey.

Şair bağırıyor duyun bu sesi: “Heeey / Ne duruyorsun be, at kendini denize: / Geride bekliyenin varmış, aldırma;  / Görmüyor musun, Her yanda hürriyet;  / Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol; / Git gidebildiğin yere... “

Bu tekrarlardan sıkılanlar, artık değişsin bu kokuşmuşluk diyenler; bu istekleriniz ancak ve ancak sizinde katılımınızla gerçekleşecektir unutmayın. Kendinizi koruduğunuzu sandığınız alanlarda saklandıkça, bu alanlar da daralacak. Bir gün kaçacak delik bulamadığınızda, artık çok geç olacak.

Bir gün çok geç olmadan, umudunuzun karşılığını başka yerlerde aramadan, doğrudan aynaya bakın. Ayna size yalan söylemez. Eğer gerçekten tüm bunlardan rahatsızsanız, aynadakinin gözlerine dikkatle bakın. O size umudunuzun kimde olduğunu söylüyordur mutlaka.